2 Nisan 2012 Pazartesi

meleğin adı yok II

Zordur  üçüncü şahıs olmak
iki olmayı becerememiştir
'biz' yoktur
'siz'in içinde sindirmiştir.

Gelincik ahlaksız bir şerbet
şeker ile yakıyor
şeker ile boğuyor hepimizi
meleklerin adı yok,
adanmışlar,
sonu yok.

meleğin adı yok

bembeyaz düşüyor geceye
üç melek
şehrin ortasında
karanlıkta parlıyor
zanga diyor ortada duran
altına batırılmış saçlarıyla
taka,musu,sveikatai...
diileri yok.
anlaşılmayan cümleler
karanlıkta üç melek
eğilip kuğu boynundan öpesi geliyor şairin.
gül kokusu yayılıyor parmaklarımın arasından
sanki sen geçmişsin gibi
sanki ellerimi öpmüşsün gibi

hello Ukrayna ne var ne yok orda?

Aşık olmak uçağa binmek gibi bir şey
kalbin midende atarken,
göğüs kafesinden çiçekler dökülür kucağına
mis kokuları saçıyorsun sağımda
al beni bulutlara sar
güneş şimdi çok yakında

25 Mart 2012 Pazar

I shot the cheriff

zor
yine zor
yollar gibi
bu kır ovalar gibi
zor.
gelincik; birimiz ölmeliyiz. ya sen ya da ben, bu böyle gitmez. Biri ölmeli.
tuz basalım derken, tuzu bulmuşken, denemişken.. her acı senin yanında öyle hafif ki,
kıyası yok.
doğru böyle acıtır,
sonsuz bir acı bu. sonuna kadar gitmeyi denese hızından ateşinden bir şey kaybetmeyecek gibi.
midem dönüyor
dünya lütfen,midem dönüyor.
kayboluyorum. küçücük yatağa iki bedeni sığdırıyorsun
ona sarılıyor, göğsünde uyutuyorsun.
Gelincik,
ah gelincik
birisi ölmeli.

21 Mart 2012 Çarşamba

ay nasıl olur?

ne güzel seni özlemek
nefes almak
nefes vermek gibisin
sıradan gibi görünen
ama olmazsa olmazı kalbimin.
göğsümün üzerinde bir kuş misali


yaşasın seni öpmek!

yaşasın seni sevmek!
varlığın varlığıma armağan!



18 Mart 2012 Pazar

ne işin var
ne işin var
ne işin var
..
deniz,
yok!

sabaha karşı

kadehte durmuyor şarap
döküldükçe dökülüyor
parmaklarımdan,
akıp gidiyor,
zaman gibi.


içimde plastik bir acı
esniyor esniyor da
yırtılmak bilmiyor
hani birazcık sökülse
bitecek gibi
dinecek gibi.


sense gelmek bilmiyorsun
yaz yine uğrayacak
tuz yine birikecek kirpiklerimde
bir sen gelmek bilmeyeceksin



16 Mart 2012 Cuma

papatyalar yüzünden bembeyazsındır deniz kenarında.
oysa ben, 
burada, 
hep, 
karlar altında..

14 Mart 2012 Çarşamba

zemzemiçi

kaderin rengi beyaz olur sarı ovalarda
saçlarımın arasına yağar durur.
tutar gelincik perçemlerimden,
buseyle taçlandırır. 

oysa ki kamyonlar geçmiş üzerimizden
arınmak istesek
çayı tuza katıp siliversek,
bebekler gibi..
ama 
ya 
arınıversek?


aşkın her daim zemzemdir bana
ve 
dudaklarım,
hep,
sana
kuru.

12 Mart 2012 Pazartesi

Uykusunda

rakı sofrası
ellerimde balık kokusu..
cümleler bana karşı,
sen bana karşı
şerefine güzel prens
kelimeler sarhoştur bu gece
takılı kalır sol elimde,
yürüyemez.

korkusu uykuda sekmeleridir
kabus ile sıçrarken
merdivenlerden düşerken
kocaman kollarının arasındasındır.

kırpma sakın gözlerini

10 Mart 2012 Cumartesi

saçlarınız gözlerimi kamaştırıyor
günbalı renginiz

3 Mart 2012 Cumartesi

çiçekli cumartesi

gözlerim ağırlaştı
ve
çağlıyorsun içimde.

gelincik boynumda açıyor
sonra bileklerimde

uykumda tut bileklerimden
bir sen tut.

bileyim ki kabussuz geçecek gece
çiçekli çarşaflarda
kokun yayılıyor.

1 Mart 2012 Perşembe

ant içmek

tenin tenimin mührü
sözüm sözüne bir avuç gelinciktir!


29 Şubat 2012 Çarşamba

pumçiki pumçiki pumçiki pır pır

kelebek sürüsü geçti içimden dün gece,
öyle bir heyecan yok yeryüzünde

yağan karlar hiç bir şeyi değiştiremez
içimde hep güneş
nasıl da sarı!
ve sen benim  
en güzel günaydınımsındır
hoş geldin zencefil kokulu sabahım.



26 Şubat 2012 Pazar

yarın günlerden pazartesi

yarın sol kolunda bir boşluk hissedersen eğer
kendine sümüklü böcek taklidi yapabilecek başka bir tilki bulmalısın
öne onu lokumla  beslemeli
sonra birayla sulamalısın.

sen sulamalısın ki,
çok uzak şehirlerde birinin yüreğine sular serpilebilsin.

yarın sol kolunda bir boşluk hissedersen
menekşenin bir yaprağı için
bir şeylerini vermelisin
dedin ya
şey benim güneşimdir diye
en güzel şeyin, mavindir.
menekşeye
biraz mavi ver.

21 Şubat 2012 Salı

biraz beyaz, biraz sarı

bu sefer adı yok şarkının
çünkü tüm notalar papatyaların yapraklarıdır yer yüzünde
çünkü dillere takılmıştır,
zaman dura yazmıştır
biraz beyaz biraz sarı
ne de güzelsin 2003'ün nisanı!

kalplerimin  tüm odacıkları senindir sevgili,
gel yine nisan olsun
üzülürsen olmaz,
üzülme sevgili.

sen yine denize karşı otur,
mutfaktaki masada papatyalar olsun
çaydanlıktaki su fokurdarken,
biz sevişmekten yorgun düşelim.

20 Şubat 2012 Pazartesi

tez mania

çok şeyini kaybetmiş, acıların kadını dipte ya da depresyonda  gibi hissediyor olabilirsiniz. bunun bir çok sebebi bulunmaktadır.
akademik bir dille yazmak gerekirse,her şeyin başı sağlıktır. sağlığınızı alıp duvara astıysanız, canınızı dişinize taktıysanız e bir de  fındık fıstık diye tabir edilen; çayı, tuzu, biberi hayatınızdan çıkarıp attıysanız, siz artık olmuş bulunmaktasınız.
hayatınızın kara deliklerini alfabetik olmayarak şu şekilde maddeleyebiliriz;
 kara delik 1) bazı fillerin kurbanı bayan sevgili çimensiniz.
kara delik 2 ) tevazuyu elden bırakmadan nereye kadar yaşaya bilirsiniz?
kara delik 3) tavşanları kovalayarak ömür geçmez, tilki olmanın yollarında kendinizden geçmelisiniz
kara delik 4 ) çoluk çocukla oyun oynanmaz, ya ağlar ya üzerinize işer.
üzerinize işenmesinden bıkmadınız mı, biyolojik saatiniz tır tır öttüğü için bebek hasreti çektiğiniz için olmasın çayı tuza banmalarınız?
kara delik 5 ) asla felaket durumunda gelinciğe koşmayınız, unutmayınız ki onun dikenleri var, çoğu kez canınızı yaktı,yakar.. sarılıp uyumalarına aldanmayınız.

ya da tüm bu felaketlerin sebebi, aylık sendromunuz yaklaştığından, hormonlarınız zıp zıp zıplamasıdır.
sonuç olarak tez yazılacaksa yazılır, başlanılan iş bitirilir.
offf karnım ağrıyor:((((

18 Şubat 2012 Cumartesi

‎"senin geçmişin uzun, elini hemen elime ver geç kalma
çoktan beri beklediğin o diri gülümseyiş işte bendim"
Turgut Uyar

17 Şubat 2012 Cuma

çay giderken

her sevda giderken acıtır
her kapı kapanırken acıtır
her gün batarken acıtır

sevgili burnum, sızım sızım sızlama artık
üç onluksundur ellerin elli yaşında
tamam kabul, ruhun çocuktur
ama dön bi bak aynaya

yanmadı mı ağzın dilin
bi daha çay içebilecek misin?

15 Şubat 2012 Çarşamba

ANLADIM

seninle konuşmadan bir gün geçirince,
insan bir tuhaf oluyormuş,
anladım.

telefonu elime alıp bir şiir okumayınca ya da saçma sapan bir şarkı tutturmayınca
güneş ısıtmayı reddedermiş,
anladım.

ballı limonu yedi mi acaba öksürüğü geçti mi diye düşündükçe,
ciğeri pare pare olmak  ne demekmiş
anladım.

sen olmayınca sensizlik;
öksüz kalmak demekmiş,
anladım.


7 Şubat 2012 Salı

gelinciğin dikenleri olur ve bunu yalnızca sıpalar bilir. daha önce söylemiş miydim? olabilirim. tuza övgüler yazmışmıydım, yazabilirim. öyleyse ne diyoruuuz gelinciğin tuttuğu tuza!

4 Şubat 2012 Cumartesi

aşkı eline yüzüne bulaştıran küçük kızın rüyası

dönme başa dünya, yeter dönme,
midem bulanıyor
yüzyıllık safradır aşk
dönme midem bulanıyor

son bakışı yakıyor
son bakışı kavuruyor sabahı
delip geçiyor
ah yüreğim, şeffafsın.
seni hiç göremedi

ve
şimdi akşam
yatağım soğuk,
nasıl gider uyurum Sevgili ,

yastığım tek başına

çiçekli parfüm şişesi

daracık bir sokak, nehre çıkıyor
dizleri titriyordu
soğuktan mı..
bilinmez.
aslında bilinir, bilinir de söylenmez.
söylenirse büyü bozulur
kuşlar gider
gece olur.

çıkma merdivenlerden şakayık
çiçekler bahane
her şey yalan her şey sahte
çiçekler plastikten,
kedisi peluştan
kalbi kardan

üşüme sakın!
soğuk, bu değil.

30 Ocak 2012 Pazartesi

gelincik kar yağarken de gelebilir

bir fincan kahve kadardı bugün zaman
dünya dönmekten vazgeçti
rüzgar durdu
insanlar durdu
sokaklar durdu.
bitmeseydi acı kahve

gözleri hala gelincik
bak,
içime bir bak.
duruyor mu aşk
hala var mıdır aşk

ah gelincik,
söyleme.
O şarkı artık bizim değil.


25 Ocak 2012 Çarşamba

kalbin muayyen günü

aynadaki aksi tanıyamıyorum
neler oluyor
gözleri ağır
dolu dolu bakıyor.
çirkin yaşlı bir çocuk bugün ruhu.

kirleniyor.
zaman.
her geçen gün,
kirleniyor.
bu yağan karlar
çözmüyor ruhunu
çözemiyor

dileğin ne ikibindörttür
ne de oniki..
kabın artık altmışüç santim değil
sil gitsin.
bu hayat baştan yazılmaz.

2 Nisan 2012 Pazartesi

meleğin adı yok II

Zordur  üçüncü şahıs olmak
iki olmayı becerememiştir
'biz' yoktur
'siz'in içinde sindirmiştir.

Gelincik ahlaksız bir şerbet
şeker ile yakıyor
şeker ile boğuyor hepimizi
meleklerin adı yok,
adanmışlar,
sonu yok.

meleğin adı yok

bembeyaz düşüyor geceye
üç melek
şehrin ortasında
karanlıkta parlıyor
zanga diyor ortada duran
altına batırılmış saçlarıyla
taka,musu,sveikatai...
diileri yok.
anlaşılmayan cümleler
karanlıkta üç melek
eğilip kuğu boynundan öpesi geliyor şairin.
gül kokusu yayılıyor parmaklarımın arasından
sanki sen geçmişsin gibi
sanki ellerimi öpmüşsün gibi

hello Ukrayna ne var ne yok orda?

Aşık olmak uçağa binmek gibi bir şey
kalbin midende atarken,
göğüs kafesinden çiçekler dökülür kucağına
mis kokuları saçıyorsun sağımda
al beni bulutlara sar
güneş şimdi çok yakında

25 Mart 2012 Pazar

I shot the cheriff

zor
yine zor
yollar gibi
bu kır ovalar gibi
zor.
gelincik; birimiz ölmeliyiz. ya sen ya da ben, bu böyle gitmez. Biri ölmeli.
tuz basalım derken, tuzu bulmuşken, denemişken.. her acı senin yanında öyle hafif ki,
kıyası yok.
doğru böyle acıtır,
sonsuz bir acı bu. sonuna kadar gitmeyi denese hızından ateşinden bir şey kaybetmeyecek gibi.
midem dönüyor
dünya lütfen,midem dönüyor.
kayboluyorum. küçücük yatağa iki bedeni sığdırıyorsun
ona sarılıyor, göğsünde uyutuyorsun.
Gelincik,
ah gelincik
birisi ölmeli.

21 Mart 2012 Çarşamba

ay nasıl olur?

ne güzel seni özlemek
nefes almak
nefes vermek gibisin
sıradan gibi görünen
ama olmazsa olmazı kalbimin.
göğsümün üzerinde bir kuş misali


yaşasın seni öpmek!

yaşasın seni sevmek!
varlığın varlığıma armağan!



18 Mart 2012 Pazar

ne işin var
ne işin var
ne işin var
..
deniz,
yok!

sabaha karşı

kadehte durmuyor şarap
döküldükçe dökülüyor
parmaklarımdan,
akıp gidiyor,
zaman gibi.


içimde plastik bir acı
esniyor esniyor da
yırtılmak bilmiyor
hani birazcık sökülse
bitecek gibi
dinecek gibi.


sense gelmek bilmiyorsun
yaz yine uğrayacak
tuz yine birikecek kirpiklerimde
bir sen gelmek bilmeyeceksin



16 Mart 2012 Cuma

papatyalar yüzünden bembeyazsındır deniz kenarında.
oysa ben, 
burada, 
hep, 
karlar altında..

14 Mart 2012 Çarşamba

zemzemiçi

kaderin rengi beyaz olur sarı ovalarda
saçlarımın arasına yağar durur.
tutar gelincik perçemlerimden,
buseyle taçlandırır. 

oysa ki kamyonlar geçmiş üzerimizden
arınmak istesek
çayı tuza katıp siliversek,
bebekler gibi..
ama 
ya 
arınıversek?


aşkın her daim zemzemdir bana
ve 
dudaklarım,
hep,
sana
kuru.

12 Mart 2012 Pazartesi

Uykusunda

rakı sofrası
ellerimde balık kokusu..
cümleler bana karşı,
sen bana karşı
şerefine güzel prens
kelimeler sarhoştur bu gece
takılı kalır sol elimde,
yürüyemez.

korkusu uykuda sekmeleridir
kabus ile sıçrarken
merdivenlerden düşerken
kocaman kollarının arasındasındır.

kırpma sakın gözlerini

10 Mart 2012 Cumartesi

saçlarınız gözlerimi kamaştırıyor
günbalı renginiz

3 Mart 2012 Cumartesi

çiçekli cumartesi

gözlerim ağırlaştı
ve
çağlıyorsun içimde.

gelincik boynumda açıyor
sonra bileklerimde

uykumda tut bileklerimden
bir sen tut.

bileyim ki kabussuz geçecek gece
çiçekli çarşaflarda
kokun yayılıyor.

1 Mart 2012 Perşembe

ant içmek

tenin tenimin mührü
sözüm sözüne bir avuç gelinciktir!


29 Şubat 2012 Çarşamba

pumçiki pumçiki pumçiki pır pır

kelebek sürüsü geçti içimden dün gece,
öyle bir heyecan yok yeryüzünde

yağan karlar hiç bir şeyi değiştiremez
içimde hep güneş
nasıl da sarı!
ve sen benim  
en güzel günaydınımsındır
hoş geldin zencefil kokulu sabahım.



26 Şubat 2012 Pazar

yarın günlerden pazartesi

yarın sol kolunda bir boşluk hissedersen eğer
kendine sümüklü böcek taklidi yapabilecek başka bir tilki bulmalısın
öne onu lokumla  beslemeli
sonra birayla sulamalısın.

sen sulamalısın ki,
çok uzak şehirlerde birinin yüreğine sular serpilebilsin.

yarın sol kolunda bir boşluk hissedersen
menekşenin bir yaprağı için
bir şeylerini vermelisin
dedin ya
şey benim güneşimdir diye
en güzel şeyin, mavindir.
menekşeye
biraz mavi ver.

21 Şubat 2012 Salı

biraz beyaz, biraz sarı

bu sefer adı yok şarkının
çünkü tüm notalar papatyaların yapraklarıdır yer yüzünde
çünkü dillere takılmıştır,
zaman dura yazmıştır
biraz beyaz biraz sarı
ne de güzelsin 2003'ün nisanı!

kalplerimin  tüm odacıkları senindir sevgili,
gel yine nisan olsun
üzülürsen olmaz,
üzülme sevgili.

sen yine denize karşı otur,
mutfaktaki masada papatyalar olsun
çaydanlıktaki su fokurdarken,
biz sevişmekten yorgun düşelim.

20 Şubat 2012 Pazartesi

tez mania

çok şeyini kaybetmiş, acıların kadını dipte ya da depresyonda  gibi hissediyor olabilirsiniz. bunun bir çok sebebi bulunmaktadır.
akademik bir dille yazmak gerekirse,her şeyin başı sağlıktır. sağlığınızı alıp duvara astıysanız, canınızı dişinize taktıysanız e bir de  fındık fıstık diye tabir edilen; çayı, tuzu, biberi hayatınızdan çıkarıp attıysanız, siz artık olmuş bulunmaktasınız.
hayatınızın kara deliklerini alfabetik olmayarak şu şekilde maddeleyebiliriz;
 kara delik 1) bazı fillerin kurbanı bayan sevgili çimensiniz.
kara delik 2 ) tevazuyu elden bırakmadan nereye kadar yaşaya bilirsiniz?
kara delik 3) tavşanları kovalayarak ömür geçmez, tilki olmanın yollarında kendinizden geçmelisiniz
kara delik 4 ) çoluk çocukla oyun oynanmaz, ya ağlar ya üzerinize işer.
üzerinize işenmesinden bıkmadınız mı, biyolojik saatiniz tır tır öttüğü için bebek hasreti çektiğiniz için olmasın çayı tuza banmalarınız?
kara delik 5 ) asla felaket durumunda gelinciğe koşmayınız, unutmayınız ki onun dikenleri var, çoğu kez canınızı yaktı,yakar.. sarılıp uyumalarına aldanmayınız.

ya da tüm bu felaketlerin sebebi, aylık sendromunuz yaklaştığından, hormonlarınız zıp zıp zıplamasıdır.
sonuç olarak tez yazılacaksa yazılır, başlanılan iş bitirilir.
offf karnım ağrıyor:((((

18 Şubat 2012 Cumartesi

‎"senin geçmişin uzun, elini hemen elime ver geç kalma
çoktan beri beklediğin o diri gülümseyiş işte bendim"
Turgut Uyar

17 Şubat 2012 Cuma

çay giderken

her sevda giderken acıtır
her kapı kapanırken acıtır
her gün batarken acıtır

sevgili burnum, sızım sızım sızlama artık
üç onluksundur ellerin elli yaşında
tamam kabul, ruhun çocuktur
ama dön bi bak aynaya

yanmadı mı ağzın dilin
bi daha çay içebilecek misin?

15 Şubat 2012 Çarşamba

ANLADIM

seninle konuşmadan bir gün geçirince,
insan bir tuhaf oluyormuş,
anladım.

telefonu elime alıp bir şiir okumayınca ya da saçma sapan bir şarkı tutturmayınca
güneş ısıtmayı reddedermiş,
anladım.

ballı limonu yedi mi acaba öksürüğü geçti mi diye düşündükçe,
ciğeri pare pare olmak  ne demekmiş
anladım.

sen olmayınca sensizlik;
öksüz kalmak demekmiş,
anladım.


7 Şubat 2012 Salı

gelinciğin dikenleri olur ve bunu yalnızca sıpalar bilir. daha önce söylemiş miydim? olabilirim. tuza övgüler yazmışmıydım, yazabilirim. öyleyse ne diyoruuuz gelinciğin tuttuğu tuza!

4 Şubat 2012 Cumartesi

aşkı eline yüzüne bulaştıran küçük kızın rüyası

dönme başa dünya, yeter dönme,
midem bulanıyor
yüzyıllık safradır aşk
dönme midem bulanıyor

son bakışı yakıyor
son bakışı kavuruyor sabahı
delip geçiyor
ah yüreğim, şeffafsın.
seni hiç göremedi

ve
şimdi akşam
yatağım soğuk,
nasıl gider uyurum Sevgili ,

yastığım tek başına

çiçekli parfüm şişesi

daracık bir sokak, nehre çıkıyor
dizleri titriyordu
soğuktan mı..
bilinmez.
aslında bilinir, bilinir de söylenmez.
söylenirse büyü bozulur
kuşlar gider
gece olur.

çıkma merdivenlerden şakayık
çiçekler bahane
her şey yalan her şey sahte
çiçekler plastikten,
kedisi peluştan
kalbi kardan

üşüme sakın!
soğuk, bu değil.

30 Ocak 2012 Pazartesi

gelincik kar yağarken de gelebilir

bir fincan kahve kadardı bugün zaman
dünya dönmekten vazgeçti
rüzgar durdu
insanlar durdu
sokaklar durdu.
bitmeseydi acı kahve

gözleri hala gelincik
bak,
içime bir bak.
duruyor mu aşk
hala var mıdır aşk

ah gelincik,
söyleme.
O şarkı artık bizim değil.


25 Ocak 2012 Çarşamba

kalbin muayyen günü

aynadaki aksi tanıyamıyorum
neler oluyor
gözleri ağır
dolu dolu bakıyor.
çirkin yaşlı bir çocuk bugün ruhu.

kirleniyor.
zaman.
her geçen gün,
kirleniyor.
bu yağan karlar
çözmüyor ruhunu
çözemiyor

dileğin ne ikibindörttür
ne de oniki..
kabın artık altmışüç santim değil
sil gitsin.
bu hayat baştan yazılmaz.